Kitle psikolojisi oluşumu — kalabalık psikolojisi nasıl oluşur? Algı yönetimi ve manipülasyon

Anlam eksikliği ve sosyal kopuşlar, toplumun bireyinde önce serbest dolaşan kaygı ve ardından serbest dolaşan bir hoşnutsuzluğa sebep olur. Evet. Bu nedenle, serbest dolaşan kaygının, birinin yaşayabileceği en acı verici psikolojik fenomen olduğunu bilmelisiniz. Ve son derece acı verici psikolojik deneyimlere ve panik ataklara yol açar. Yani insanların bu durumda istedikleri şey, kaygılarını, kaygılarına bir açıklamaya bağlayacak bir objedir. Ve şimdi, eğer bu serbest dolaşan kaygı mevcutsa ve medya, bir kaygı nesnesini gösteren bir anlatı sağlıyorsa işte o zaman tüm kaygı bu nesneye bağlanır ve insanlar bu nesneyle başa çıkmak için bir strateji izlemeye hazır hale gelir. Kitle oluşumunun başlangıcında olan budur. Sonra ikinci adımda, insanlar bu kaygı nesnesiyle kolektif ve kahramanca bir savaşa başlarlar. Ve sonra bir tür sosyal bağlar ortaya çıkar ve sosyal hayatta aniden yeni bir anlamlandırma ortaya çıkar, hepsi kaygı nesnesiyle savaşmaya ve bu şekilde diğer insanlarla yeni bir bağlantı kurmaya yöneliktir. Ve bu, bir kalabalıkta yaşanan, sosyal bağ aracılığıyla, olumsuz bir durumun veya toplumsal bağın kökten yokluğunun bir düşmanla birdenbire kapanması, bir tür zihinsel sarhoşluğun neden olduğu bu ani değişim kitle oluşumunu sağlar. İşte bu hipnozun tam karşılığı. Kitle oluşumu hipnoza benzer, hatta kitle oluşumu hipnoza tam olarak eşittir. Olan şu ki, o anda, insanlar bu zihinsel sarhoşluğu deneyimlediklerinde, artık gerçeklerin sarhoşluk yoluyla doğru ya da yanlış, hatta bariz bir şekilde yanlış olup olmadığına dahi dikkat etmeyebilir. İşte bu yüzden, kişi kirli bilginin yanlış olduğunu bir saniye düşünerek bilse bile, bunlara bağlı ve bağımlı olmaya devam eder. Bu, kitle oluşumunun merkezi mekanizmasıdır. Bu da kitleyi çözmeyi çok zorlaştırır çünkü insanlar için anlatılanın yanlış ya da yapay olması önemli değildir artık. Bir düşman bulduklarında, bu acı verici serbest dolaşan kaygı durumuna geri dönmek istemezler. Öyleyse anlamamız gereken şey, eğer bu durumu değiştirmek istiyorsanız, bu acı verici kaygıyı fark etmemiz gereken ilk şeydir. Psikolojik bir hoşnutsuzluk varsa insanlara yeni bir sosyal ağ kurmak için bir Corona krizine ihtiyacımız olmadığını söylemeye çalışıyoruz. Corona krizinden önce var olan psikolojik sorunlarla başa çıkmanın başka yollarını aramalı ve tüm çözümleri bulmaya çalışmalıyız. Sorunu çözmek için bu tür bir kitle fenomenine ihtiyacımız yok. Yani aslında Kitlesel oluşumlar, gerçek bir psikolojik sorun için semptomatik bir çözümdür. Ve bence, bu kriz en başta, büyük bir toplumsal ve psikolojik kriz, hatta biyolojik krizdir. Bu zihinsel sarhoşluk durumundan, fenomenin geri kalanını totaliterlik olarak açıklaya da biliriz ve zihinsel sarhoşluk, kitlenin dikkat alanının daralmasına yol açar. İnsanların sadece medya ve çevrelerinin gösterdiğini görmesini sağlar. Örneğin, insanlar Corona virüsü kurbanlarını görüyorlarsa, genel hastalıkları görmemeleri , veya karantinaların hasarını görmemeleri gibi. Ayrıca, duygusal düzeyde, diğer hastalık veya karantina kurbanları için gerçekten empati hissedemezler, bu egoist oldukları için değil. Hayır, bu sadece psikolojik fenomenin bir etkisi. Ve kesinlikle, kitlesel oluşumun bir sonucu, insanlar hiç egoist olmazlar, tam tersine, kitle oluşumu dikkatinizi tek bir noktaya o kadar yoğunlaştırır ki, insanların psikolojik ve fiziksel veya maddi refahını kolaylıkla alabilirsiniz ve bunu fark etmeyeceklerdir bile. Bu, kitle oluşumunun en önemli sonuçlarından biridir ve bu, klasik hipnozla tamamen aynıdır. Bir hipnozcu hipnoz yaparken birinin dikkatini bir noktaya odaklayabilir, onun etini kesebilir, kişi farkında değildir. Bir tür anestezi olarak, bir cerrahi operasyon sırasında hipnoz kullanıldığında, oldukça basit bir prosedürdür ki, insanları ağrıya tamamen duyarsız hale getirmek için yeterlidir, hatta bazı durumlarda açık kalp ameliyatı dahi yapabilirsiniz. Bu da bize, hem kitlesel oluşum, hem de hipnozda dikkatin odaklanmasının çok güçlü olduğunu ve bunun sonucunda insanların yaşadıkları tüm kişisel kayıplara karşı gerçekten duyarsız olduklarını gösteriyor. Bilirsiniz, totaliter devletler için oldukça tipik olan bir başka sonuç, insanların uyumsuz seslere karşı radikal bir şekilde hoşgörüsüz hale gelmesidir. Eğer birisi çıkıp onlara başka bir hikaye anlatırsa, yani eğer biri inanılan resmi hikayenin yanlış olduğunu iddia ederse, o zaman bu kişi insanları tuzağa düşürmekle tehdit edilir ve aynı kitle düşman ya da tehdit olarak kabul ettikleri objeleri elinden alındığında yine belirsizlik alanında kaygı ve endişe ile karşı karşıya kaldıkları için sinirlenirler. Ve böylece, tüm saldırganlıklarını bu aykırı seslere yöneltirler, ama aynı zamanda konuyu empoze eden liderlere ve ana akım medya ile bağlandıkları hikayeyi dile getiren insanlara radikal bir şekilde hoşgörülü davranırlar. Ve maalesef bu insanlar hile yapabilir, yalan söyleyebilir ve onları manipüle edebilir hatta istedikleri her şeyi yapabilirler, ancak kitle tarafından her zaman affedilirler çünkü bu kitle onların herşeyi kendi iyiliği için yaptıklarını düşünürler. Prof Mattias Desmet, Ghent Üniversitesi Psikoloji ve Eğitim Bilimleri Fakültesi. Psikanaliz ve klinik danışmanlık bölümü