Firavun Gates'in yeni bir kararı var: "Tüm zengin ülkeler% 100 sentetik sığır etine geçmelidir."

Bill Gates, CEO'su Pat Brown'ın genetiği değiştirilmiş sentetik et ikamelerinin hayvanların kullanımının 2035 yılına kadar yerini alacağını söyleyen Impossible Foods'a yatırım yaptı. Fortune.com'a göre: “Gates ve Brown, genetiği değiştirilmiş tohumların ve kimyasal herbisitlerin doğru dozlarda - arazi yoğun organik tarımda değil - karbon emisyonlarını azaltmak için çok önemli olduğuna inanıyor." Halbuki tarım hakkındaki bu eski yalan tamamen çürütüldü ve gerçek iklim aktivistleri "inek gazının sorun olmadığını" pekala biliyor. Genetiği değiştirilmiş yapay et gibi , Canavar Gıdamsılar, insanımsı yetiştirmek için kullanılırken, insan kalmak isteyenler için tabii ki kaçınılması gerekenlerin başında gelecektir. Yurtdışında bu konuda yayınlanan makaleler şu konuları içeriyor; 1. Bölüm "Bitki Bazlı Etlerin Yükselişi ve Hayvan Tarımını Ortadan Kaldırma Misyonu". 2. Bölüm "İşlenmiş Bitki Proteinlerinin Gizli Tehlikeleri" 3. Bölüm "Gıda Katkı Maddeleri ve Soya Leghemoglobin Konusundaki Tartışma" Ne yazık ki, aktivist beslenme uzmanı Sara Keough'un belirttiği gibi, büyük teknokratların algı yönetimi sayesinde tüketiciler "bitki bazlı" duyduklarında bunun sağlıklı olduğunu varsayıyorlar. Sarah yapay etin bileşenleri için şöyle devam ediyor; Peki Canavar Gıdamsı Yapay et bileşenleri neler? “Yakından incelendiğinde yapay et , muhtemelen günümüzde market raflarını süsleyen her GIDAMSI etiketinde bulunan şüpheli bileşenler ile üretiliyor. Mesela Soya veya bezelye proteini, gıda alerjileri, sindirim sorunları veya otoimmün hastalıklarla ilgilenenler için zaten çoktan kırmızı bayrak oluşturuyor. Ayrıca Okside transyağlar, iltihaplı çoklu doymamış yağlar açısından yüksektir; (ayçiçek yağı ve kanola yağı gibi.) Diğer bileşenlerden Metilselüloz, maya özü, modifiye gıda nişastası, doğal aromalar, kültürlenmiş dekstroz gibi katkı maddeleri genellikle ultra işlenmiş gıdalarda bulunur ve endüstriyel veya laboratuvar manipülasyonundan elde edilir. Genetiği değiştirilmiş soya leghemoglobin gibi geçmişte insanlar tarafından asla tüketilmemiş olanlar, yeterli güvenlik çalışmalarından yoksundur ve ayrıca tüketiciler için potansiyel yeni sağlık riskleri oluşturabilir. " Günümüzde yaygınlıkla kullanılan Soya, aşağıdakiler de dahil olmak üzere anti-besinler içerir: • bazı kanserler ve hormonal sorunlarla ilişkili fitoöstrojenler • tiroid fonksiyonunu bozabilen guatrojenler Otoimmün bozukluklarda ve bağırsak geçirgenliğinde rol oynayan lektinler • mineral emilimini engelleyen fitik asit • Proteinlerin sindirilmesine yardımcı olan bağırsaktaki enzimleri bloke edebilen tripsin inhibitörleri • nöroinflamatuar ve nörodejeneratif hastalıklarla ilişkili akuaporinler USDA Pestisit Veri Programı tarafından değerlendirilen soya numuneleri, soyanın emilmesi için genetik olarak tasarlanmış ve kanser, bağışıklık disfonksiyonu ve insan mikrobiyomunun bozulması gibi çeşitli koşullarla bağlantılı olan herbisit glifosat dahil olmak üzere toplam 14 toksin kalıntısı ortaya çıkardı. Soya yüksek ısıda veya kimyasallarla işlendiğinde şu maddelerle kirlenebilir: • bazı sıçan çalışmalarında böbrek ve pankreas hasarına neden olduğu gösterilen lizinoalanin • bir nörotoksin olan hekzan Bezelye proteinlerinin benzer anti-besin maddeleri, toksinleri ve kirleticileri vardır ki bu muhtemelen Keough'un belirttiği gibi çocuk doktorlarının bezelye proteini alerjilerinde artış görmelerinin bir nedenidir. Soya, bayan Keough'un sunumu ve işlenmiş bitki proteinlerinin gizli tehlikeleri hakkındaki makalesinde ortaya koyduğu Impossible Burger'ın tehlikeli bileşenlerinden sadece biridir. İşte düşünün “sizin sağlığınız için”, güya “iklim ve “doğaya geri dönüşüm” “sürdürebilir “ terimleri altında pek yakında piyasaya sürülecek yapay et yukarıda sayılan antibesinleri içeriyor olacak !